İşçilik Hak ve Alacakları, çalışanların iş hukuku çerçevesinde işverenlerine karşı sahip olduğu mali ve yasal hakları kapsar. Bu haklar, çalışanların iş yerindeki güvencelerini, mali refahını ve çalışma koşullarının adil olmasını sağlamak için hayati öneme sahiptir. İşçilik hak ve alacakları şunları içerir:
Ücret Alacakları: İşçilerin, yaptıkları iş karşılığında aldıkları temel maaş ve diğer ek ödemeler. Bu, normal çalışma saatleri için ödenen ücretlerin yanı sıra, fazla mesai, tatil ve resmi tatil ücretlerini de içerebilir.
Tazminat Hakları: İşten ayrılmalarında işçilere ödenen kıdem ve ihbar tazminatları. Bu tazminatlar, işçinin çalışma süresine ve işten çıkarılma şartlarına göre hesaplanır.
İzin Hakları: İşçilere sağlanan yıllık izin, doğum izni ve hastalık izni gibi haklar. Bu izinlerde işçilere ücretlerinin ödenmesi gerekir.
Sosyal Güvenlik Hakları: İşçilerin sosyal güvenlik primlerinin işveren tarafından düzenli olarak yatırılması ve sosyal güvenlikle ilgili hakların korunması.
Çalışma Koşulları: İşçilerin güvenli ve sağlıklı bir çalışma ortamında çalışma hakları. Bu, iş sağlığı ve güvenliği standartlarının korunmasını ve gerekli durumlarda işçi sağlığı ile ilgili önlemlerin alınmasını içerir.
İşe İade ve İş Güvencesi: İşçilerin haksız yere işten çıkarılmaları durumunda işe iade davası açma hakları ve belirli şartlar altında iş güvencesi.
Hukuki Destek ve Danışmanlık: İşçilerin, işçilik hak ve alacakları ile ilgili herhangi bir sorun veya anlaşmazlık durumunda hukuki danışmanlık ve temsil hakkı. İşçiler, haklarını korumak ve alacaklarını talep etmek için iş hukuku avukatlarından destek alabilirler.
İşçilik hak ve alacaklarından kıdem tazminatı, işçinin işveren bünyesinde çalışmış olduğu zamana karşılık gelen ve her yıl için bir brüt maaş üzerinden hesaplaması yapılan işçilik alacağı türüdür.
İşçinin söz konusu tazminata kavuşabilmesi için haklı nedenle fesih şartları ve konuya göre değerlendirilebilecek diğer şartlar haricinde; kendi iradesi dışında bir etken dolayısıyla iş akdinin sonlandırılmış olması gerekmektedir.
İşçilik hak ve alacaklarından ihbar tazminatı, iş akdinin işveren tarafından sonlandırılmış olması halinde işçinin çalışmış olduğu sürelere karşılık gelecek şekilde hesaplanan ve sonucunda işçinin hak etmiş olduğu alacak türüdür.
İşçilik hak ve alacaklarından yıllık izin ücret alacağı: İşçinin, işveren bünyesinde çalışmış olduğu zamana karşılık olarak yıllık izin kullanmamış olması ve karşılığını da almamış olması halinde kanunlar nezdinde hak etmiş olduğu yıllık izin ücret alacağıdır.
İşçilere verilecek olan yıllık izin süresi 4857 Sayılı İş Kanununun Yıllık ücretli izin hakkı ve izin süreleri başlıklı 53. Maddesinde belirtilmiştir.
İlgili maddede:
‘’Madde 53 - İşyerinde işe başladığı günden itibaren, deneme süresi de içinde olmak üzere, en az bir yıl çalışmış olan işçilere yıllık ücretli izin verilir.
Yıllık ücretli izin hakkından vazgeçilemez.
Niteliklerinden ötürü bir yıldan az süren mevsimlik veya kampanya işlerinde çalışanlara bu Kanunun yıllık ücretli izinlere ilişkin hükümleri uygulanmaz.
İşçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi, hizmet süresi;
a) Bir yıldan beş yıla kadar (beş yıl dahil) olanlara ondört günden,
b) Beş yıldan fazla onbeş yıldan az olanlara yirmi günden,
c) Onbeş yıl (dahil) ve daha fazla olanlara yirmialtı günden,
Az olamaz. (Ek cümle: 10/9/2014-6552/5 md.) Yer altı işlerinde çalışan işçilerin yıllık ücretli izin süreleri dörder gün arttırılarak uygulanır.
Ancak onsekiz ve daha küçük yaştaki işçilerle elli ve daha yukarı yaştaki işçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi yirmi günden az olamaz.
Yıllık izin süreleri iş sözleşmeleri ve toplu iş sözleşmeleri ile artırılabilir.’’ Denilmektedir.
İlgili madde doğrultusunda yıllık izin süresini kullanmamış ve karşılığı gelen ücretini de alamamış olan işçi söz konusu alacak türünü işçilik hak ve alacakları kapsamında dava yolu ile talep edebilmektedir.
İşçilik hak ve alacaklarından fazla çalışma ücret alacağı: İşveren bünyesinde haftalık kırkbeş saati aşan çalışmalar fazla mesai kavramına karşılık gelmektedir.
Fazla çalışma ücreti 4857 Sayılı İş Kanununun 41. Maddesinde düzenlenmiştir.
İlgili maddede: ‘’Madde 41 - Ülkenin genel yararları yahut işin niteliği veya üretimin artırılması gibi nedenlerle fazla çalışma yapılabilir. Fazla çalışma, Kanunda yazılı koşullar çerçevesinde, haftalık kırkbeş saati aşan çalışmalardır. 63 üncü madde hükmüne göre denkleştirme esasının uygulandığı hallerde, işçinin haftalık ortalama çalışma süresi, normal haftalık iş süresini aşmamak koşulu ile, bazı haftalarda toplam kırkbeş saati aşsa dahi bu çalışmalar fazla çalışma sayılmaz.
Her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde elli yükseltilmesi suretiyle ödenir.
Haftalık çalışma süresinin sözleşmelerle kırkbeş saatin altında belirlendiği durumlarda yukarıda belirtilen esaslar dahilinde uygulanan ortalama haftalık çalışma süresini aşan ve kırkbeş saate kadar yapılan çalışmalar fazla sürelerle çalışmalardır. Fazla sürelerle çalışmalarda, her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde yirmibeş yükseltilmesiyle ödenir.
Fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma yapan işçi isterse, bu çalışmalar karşılığı zamlı ücret yerine, fazla çalıştığı her saat karşılığında bir saat otuz dakikayı, fazla sürelerle çalıştığı her saat karşılığında bir saat onbeş dakikayı serbest zaman olarak kullanabilir.
İşçi hak ettiği serbest zamanı altı ay zarfında, çalışma süreleri içinde ve ücretinde bir kesinti olmadan kullanır.
63 üncü maddenin son fıkrasında yazılı sağlık nedenlerine dayanan kısa veya sınırlı süreli işlerde ve 69 uncu maddede belirtilen gece çalışmasında fazla çalışma yapılamaz.
Fazla saatlerle çalışmak için işçinin onayının alınması gerekir.
Fazla çalışma süresinin toplamı bir yılda ikiyüzyetmiş saatten fazla olamaz.
(Ek fıkra: 10/9/2014-6552/4 md.) Bu Kanunun 42 nci ve 43 üncü maddelerinde sayılan hâller dışında yer altında maden işlerinde çalışan işçilere fazla çalışma yaptırılamaz.
(Ek fıkra: 10/9/2014-6552/4 md.) Yer altında maden işlerinde çalışan işçilere, bu Kanunun 42 nci ve 43 üncü maddelerinde sayılan hâllerde haftalık otuz yedi buçuk saati aşan her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret, normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde yüzden az olmamak üzere arttırılması suretiyle ödenir. (1)(2)
Fazla çalışma ve fazla sürelerle çalışmaların ne şekilde uygulanacağı çıkarılacak yönetmelikte gösterilir.’’
Bu anlamda işveren bünyesinde haftalık kırkbeş saatten fazla çalışan ve bunun karşılığı olan ücreti de kendisine ödenmemiş olan işçi anılan kanun maddesi doğrultusunda fazladan çalışmış olduğu zamana karşılık gelen ücretini, işçilik hak ve alacakları kapsamında dava ve talep edebilmektedir.
İşçilik hak ve alacaklarından ulusal bayram ve genel tatil ücreti: genel tatil yapmadan, işveren bünyesinde çalışmış olan işçi; ilgili güne karşılık gelen ücretini kanunlar nezdinde ulusal bayram ve genel tatil günlerine karşılık gelen ücrete göre tam olarak almamış ise söz konusu durumda ortaya çıkan alacak türüdür.
Ulusal bayram ve genel tatil günleri 4857 Sayılı İş Kanununun 47. Maddesinde düzenlenmiştir.
İlgili maddede: ‘’Madde 47 - Bu Kanun kapsamına giren işyerlerinde çalışan işçilere, kanunlarda ulusal bayram ve genel tatil günü olarak kabul edilen günlerde çalışmazlarsa, bir iş karşılığı olmaksızın o günün ücretleri tam olarak, tatil yapmayarak çalışırlarsa ayrıca çalışılan her gün için bir günlük ücreti ödenir. Yüzde usulünün uygulandığı işyerlerinde işçilerin ulusal bayram ve genel tatil ücretleri işverence işçiye ödenir.’’ Denilmektedir.
Bu anlamda işveren bünyesinde ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışmış olan işçinin ücretine karşılık gelen bölümü yukarıda anılan kanun maddesi doğrultusunda ödenmemişse; işçi, işçilik hak ve alacaklarından kaynaklı olan alacağını talep ve dava edebilmektedir.
Hafta tatili ücret alacağı; işveren bünyesinde haftanın her günü çalışıyor olunması ve hafta boyunca kesintisiz olarak 24 saat dinlenme yapılmaması halinde ortaya çıkacak olan alacak türüdür.
Hafta tatili kavramı 4857 Sayılı İş Kanununun 46. Maddesinde düzenlenmiştir.
İlgili maddede: ‘’Madde 46 - Bu Kanun kapsamına giren işyerlerinde, işçilere tatil gününden önce 63 üncü maddeye göre belirlenen iş günlerinde çalışmış olmaları koşulu ile yedi günlük bir zaman dilimi içinde kesintisiz en az yirmidört saat dinlenme (hafta tatili) verilir.
Çalışılmayan hafta tatili günü için işveren tarafından bir iş karşılığı olmaksızın o günün ücreti tam olarak ödenir.
Şu kadar ki;
a) Çalışmadığı halde kanunen çalışma süresinden sayılan zamanlar ile günlük ücret ödenen veya ödenmeyen kanundan veya sözleşmeden doğan tatil günleri,
b) (Değişik: 4/4/2015-6645/35 md.) Ek 2 nci maddede sayılan izin süreleri,
c) Bir haftalık süre içinde kalmak üzere işveren tarafından verilen diğer izinlerle hekim raporuyla verilen hastalık ve dinlenme izinleri,
Çalışılmış günler gibi hesaba katılır.
Zorlayıcı ve ekonomik bir sebep olmadan işyerindeki çalışmanın haftanın bir veya birkaç gününde işveren tarafından tatil edilmesi halinde haftanın çalışılmayan günleri ücretli hafta tatiline hak kazanmak için çalışılmış sayılır.
Bir işyerinde işin bir haftadan fazla bir süre ile tatil edilmesini gerektiren zorlayıcı sebepler ortaya çıktığı zaman, 24 ve 25 inci maddelerin (III) numaralı bentlerinde gösterilen zorlayıcı sebeplerden ötürü çalışılmayan günler için işçilere ödenen yarım ücret hafta tatili günü için de ödenir.
Yüzde usulünün uygulandığı işyerlerinde hafta tatili ücreti işverence işçiye ödenir.’’ Denilmektedir.
Bu anlamda işveren bünyesinde hafta tatili yapmamış ve karşılığı olan ücreti de yukarıda anılan kanun maddesi doğrultusunda ödenmemiş olan işçi, işçilik hak ve alacaklarından kaynaklı olan alacağını talep ve dava edebilmektedir.
Yukarıda değinilmiş olan hususlar genel hatları ile kaleme alınmış olup; her somut olay birbirinden farklı özellikler taşıyabileceğinden hak kaybına uğramamanız adına bir hukuk bürosu ile iletişime geçip profesyonel destek almanızı öneririz.