Menfi Tespit Davası, bir kişinin üzerine atılı olan bir borcun ya da hukuki yükümlülüğün olmadığının tespiti için açılan bir davadır. Bu tür davalar genellikle, kişinin üzerine haksız bir şekilde atılan bir borç iddiasına karşı koruma sağlamak amacıyla açılır. Menfi tespit davası, dava açan kişiye (davacıya) karşı herhangi bir borç iddiasının olmadığının mahkeme tarafından tespit edilmesini hedefler.
Davacı, mahkemeye başvurarak kendisine yöneltilen borç iddiasının haksız olduğunu ispatlamaya çalışır. Bu dava türünde, ispat yükü genellikle davacı üzerindedir. Davacının, kendisine yöneltilen borç iddiasının geçersiz olduğunu delillerle desteklemesi gerekir.
Menfi tespit davası, özellikle ticari ilişkilerde sıkça başvurulan bir yöntemdir. Bu dava, bireylerin veya şirketlerin haksız borç iddialarından kaynaklanan mali ve hukuki zararlardan korunmasına yardımcı olur. Ayrıca, bu dava türü, haksız yere borçlu duruma düşürülen kişiler için hukuki bir çözüm yolu sunar.
Menfi tespit davası, borç iddialarıyla karşı karşıya kalan bireyler için önemli bir hukuki araçtır. Bu dava, haksız iddialara karşı koruma sağlayarak, kişilerin mali ve hukuki haklarını korumalarına olanak tanır.
Menfi tespit davası; borçlunun, borcu ödemeden önce, kendisinden alacaklı olduğunu iddia edenlere karşı borçlu olmadığının tespiti için açılan dava türüdür. Borçlunun takip konusu alacağın borçlusu olmaması çeşitli nedenlere dayanabilmektedir. Örneğin; Borcu ödemiş olmasına rağmen alacaklı icra takibi başlatmış, borçlu ödeme emrine itiraz etmeyi ihmal etmiş veya itiraz edip de, itirazını mahkeme önünde ispat edememiş olması halinde takip kesinleşebilmektedir.
Borç senedinin; ayırt etme gücü olmadığından, hata, hile ya da korkutma nedeniyle geçersiz olduğu hallerde borç ödenmişse veya borçlu borcunu takas ettiğini bildirmişse veya takip konusu senedin hatır senedi olduğu gibi durumlarda kişi borçlu olmadığının tespiti için bu davayı açabilmektedir.
İcra Takibinden Önce Açılan Menfi Tespit Davası: Borçlu, kendisini borcu olmadığı bir borcu ödemesi için tehdit eden kimseye karşı henüz başlamış bir icra takibi yokken menfi tespit davası açabilir. Takipten önce açılan menfi tespit davası, alacaklının sonradan başlatabileceği takibi kendiliğinden önlemez veya durdurmaz. Ancak borçlu, teminat karşılığında, davaya bakan mahkemeden, icra takibinin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep edebilir.
İcra Takibinden Sonra Açılan Menfi Tespit Davası: Menfi tespit davası, icra takibi sonuçlanıncaya kadar (borç alacaklıya ödeninceye kadar) açılabilir. Takipten sonra açılan menfi tespit davası da başlamış takibi kendiliğinden durdurmaz. İhtiyati tedbir kararı verilerek takibin durması da sağlanamamaktadır. Mahkeme ancak takip sonunda tahsil edilecek paranın alacaklıya ödenmemesi için alacağın %15'inden az olmayan bir teminat karşılığı, ihtiyati tedbir kararı verebilmektedir.
Menfi tespit davası, borçlu tarafından alacaklıya karşı genel mahkemelerde açılır. Yetkili mahkeme, borçlunun seçimine göre, icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi veya davalı alacaklının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir. Bu yetki kuralı kesin nitelikte değildir. Tacir veya kamu tüzel kişisi olan taraflar, yetki sözleşmesi ile başka bir yer mahkemesini de yetkili kılabilirler.
İspat yükü kural olarak davalıya düşmektedir. Ancak, borçlu davacı, borcun hiç doğmadığını iddia etmiş ise, bu durumda ispat yükünün davacı borçluya düşmesi gerekmektedir. Lakin borçlu davacı, hukuki ilişkinin varlığını bütünüyle inkar ettiğinden iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Borçlu, borcun takasla son bulduğunu ileri sürmüş ise; bu iddiasını ispat davacı borçluya düşmektedir.
Davanın alacaklı lehine sonuçlanması ile; takip konusu alacağın mevcut olduğu tespit edilmiş olur. Davanın görülmesi sırasında icra takibinin durması veya ihtiyati tedbir kararı verilmişse kendiliğinden kalkar. Menfi tespit davasının reddine karar veren mahkeme, borçluyu alacaklının ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmasından doğan zararı oranında bir tazminata kendiliğinden hükmetmektedir.
Davanın borçlu lehine sonuçlanması ile; dava kabul edilerek borçlunun borcu olmadığı tespit edilmiş olur. İcra takibi derhal durur, hükmün kesinleşmesi ile icra takibi iptal edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan icra takibinin haksız ve kötü niyetle yapılmış olduğu anlaşılırsa, borçlunun talebi üzerine, borçlunun menfi tespit davası nedeniyle uğramış olduğu takip konusu alacağın %20'sinden az olmayan zararın alacaklıdan tahsiline karar verilebilmektedir.
Yukarıda değinilmiş olan hususlar genel hatları ile kaleme alınmış olup; her somut olay birbirinden farklı özellikler taşıyabileceğinden hak kaybına uğramamanız adına bir hukuk bürosu ile iletişime geçip profesyonel destek almanızı öneririz.