Trafik kazalarında maddi ve manevi tazminat, kazada zarar gören bireylerin uğradıkları kayıpların ve yaşadıkları acıların hukuki olarak telafi edilmesi sürecidir. Trafik kazaları, sadece maddi hasarlara yol açmakla kalmaz, aynı zamanda kazazede ve yakınları için ciddi manevi sıkıntılara da neden olabilir. Bu nedenle, maddi ve manevi tazminatın bir arada ele alınması, kazazedelerin uğradıkları kayıpların kapsamlı bir şekilde telafi edilmesini sağlar.
Maddi tazminat, kazada meydana gelen maddi hasarların ve kazazedenin uğradığı ekonomik kayıpların karşılanmasını içerir. Bu, araç hasarlarının onarım maliyetleri, tedavi masrafları, kazanç kaybı, iş göremezlik ve diğer maddi kayıplar gibi zararların telafi edilmesini kapsar. Maddi tazminatın amacı, kazazedeyi kazadan önceki mali durumuna olabildiğince yakın bir seviyeye getirmektir.
Manevi tazminat ise, kazanın kazazedelerde ve yakınlarında yarattığı fiziksel acı, duygusal ızdırap ve yaşam kalitesindeki düşüş gibi manevi zararların telafi edilmesi amacını taşır. Trafik kazaları, bireylerin yaşamlarında derin izler bırakabilir ve bu tür durumlar, manevi tazminat talepleriyle hukuki olarak değerlendirilir. Manevi tazminat, kazazedelerin ve yakınlarının yaşadıkları acı ve sıkıntıları hafifletmeyi amaçlar ve kazanın yarattığı manevi zararların telafi edilmesine yardımcı olur.
Trafik kazaları günlük hayatımızda en çok karşılaştığımız kazaların başında gelmektedir. Trafik kazaları sürücülerin hatalarından, yol bozukluğundan, araçlardaki mekanik aksamların arızalarından meydana gelmektedir. Trafik kazaları, sadece araçlarda maddi zarara yol açabildiği gibi, hem araçların hasar görmesine hem de kişilerin yaralanmasına da sebep olabilmektedir.
Kişilerin yaralanmasına sebep olan trafik kazaları Türk Ceza Hukukunda taksirle yaralama, Türk Borçlar Hukukunda ise haksız fiil adını almaktadır. Türk Ceza Kanunu’nun 89. Maddesi uyarınca kişinin öngörülebilir bir neticeyi “öngöremeyerek” dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı bir hareketle yaralama teşkil eden fiili işlemesi taksirle yaralama olarak düzenlenmiştir. B.K 49. Maddesi uyarınca: ‘’Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür‘’ denilerek haksız fiilin tanımı yapılmıştır.
Trafik kazaları sonucunda meydana gelen kazada kimin sorumluluğu varsa, hem Ceza Hukuku açısından hem de Borçlar Hukuku açısından kusuru oranında sorumlu olmaktadır. Trafik kazaları sonucunda, trafik kazasının meydana gelmesinde kusuru olan kişiyi iki tür yaptırım beklemektedir. Ceza hukuku açısından kişi hapis ya da adli para cezası ile cezalandırılmakta, tazminat hukuku açısından da maddi ve manevi tazminat ödeme yaptırımıyla karşı karşıya kalmaktadır.
İki ya da çok taraflı meydana gelen maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası sonucunda kusurlu olan taraf, karşı tarafın aracında sigorta şirketlerinin sorumlu olduğu bedelden fazla zarar meydana gelmişse, bu zararı karşılamak zorundadır. Ayrıca hem kendi aracında hem de karşı taraftaki araçta bulunan kişilerde meydana gelen cismani zarar neticesinde maddi ve manevi tazminat ödemek zorunda kalacaktır.
Trafik kazalarından kaynaklı tazminat istemleri günlük hayatımızda en çok karşılaştığımız tazminat davası çeşitlerindendir. Trafik kazaları sonucunda kusurlu olan taraf öncelikle ceza mahkemelerinde yargılanmaktadır. Daha sonra da zarar gören taraf kusurlu olan aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açabilmektedir. Tazminatın belirlenmesinde, kusur oranları, zarar görenin yaşı, özür oranı ve zarar görenin geliri baz alınmaktadır. Yapılan yargılama sonucunda hükmedilen tazminat miktarı çoğu zaman kusurlu olan taraf büyük bir maddi yükün altına sokmaktadır.
Yukarıda değinilmiş olan hususlar genel hatları ile kaleme alınmış olup; her somut olay birbirinden farklı özellikler taşıyabileceğinden hak kaybına uğramamanız adına bir hukuk bürosu ile iletişime geçip profesyonel destek almanızı öneririz.