İstinaf edilen ve edilemeyen kararlar, Türkiye'deki yargı sisteminde önemli bir yer tutar. İstinaf, bir mahkemenin kararına karşı yapılan itiraz işlemidir ve bölge adliye mahkemelerinde incelenir. İstinaf süreci, adil yargılanma ilkesinin bir parçası olarak, ilk derece mahkemesinin verdiği kararın, hukuka ve usule uygunluğunun bir üst mahkeme tarafından tekrar değerlendirilmesine olanak tanır. Bu süreç, hem ceza hem de hukuk davalarında uygulanabilir ve yargı sisteminin temel bir unsuru olarak kabul edilir.
İstinaf edilebilen kararlar, genellikle ilk derece mahkemelerinin verdiği ve belli bir ceza veya hukuki sonuç doğuran kararlardır. Bu kararlar arasında, hapis cezası veya belirli bir miktardan yüksek para cezaları, tazminat kararları ve mülkiyet haklarına ilişkin kararlar yer alabilir. İstinaf edilebilir kararlar, yasal süre ve usullere uygun olarak istinaf mahkemesine taşınabilir. İstinaf sürecinde, kararın hukuka uygunluğu, delillerin yeterliliği ve yargılama sırasında yapılan işlemlerin doğruluğu gibi hususlar gözden geçirilir.
Bazı kararlar ise doğrudan istinaf kapsamı dışında tutulur. İstinaf edilemeyen kararlar genellikle, kanunda açıkça istisna edilen durumları veya belirli bir miktarın altındaki para cezalarını, hafif hapis cezalarını veya usuli kararları içerir. Ayrıca, tarafların uzlaşmaya vararak sonuçlandırdıkları davalar veya bazı idari işlemler de istinaf edilemeyen kararlar arasında sayılabilir. Bu tür kararlar, yargı sürecinin daha hızlı ilerlemesini sağlamak ve mahkemelerin iş yükünü azaltmak amacıyla doğrudan temyize taşınabilir veya kesin olarak kabul edilebilir.
İstinaf süreci, yargı sisteminde adil yargılanma hakkının güçlendirilmesine katkıda bulunur. Bu süreç sayesinde, hukuki ve cezai uyuşmazlıkların çözümünde ikinci bir değerlendirme şansı sunulur ve kararların hukuka uygunluğunun artırılması hedeflenir. İstinaf süreci, aynı zamanda hukukun üstünlüğünü ve yargı kararlarının şeffaflığını teşvik eder.
Ankara'da bir avukat olarak, müvekkillerimize istinaf edilebilir ve edilemeyen kararlar hakkında danışmanlık yapmak, onların haklarını en iyi şekilde korumak ve yargı süreçlerinde rehberlik etmek temel görevimizdir. İstinaf sürecinin karmaşıklığı ve her davanın benzersiz nitelikleri, profesyonel hukuki yardımın önemini ortaya koyar. Avukatlık mesleği, bu süreçte adaletin sağlanmasına katkıda bulunarak, müvekkillerin haklarının korunmasını ve hukuki süreçlerin adil bir şekilde yürütülmesini sağlar.
İstinaf edilen / edilemeyen kararlar, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda düzenlenmiştir. İstinaf kanun yoluna başvurulabilecek ve başvurulamayacak kararlar düzenlemesi, ağır nitelikteki hükümlere nazaran daha basit nitelikte kalan kararlar için istinaf kanun yoluna başvurularak iş yükü getirmesinin önüne geçilmesi amacıyla getirilmiştir.
İstinaf Kanun Yoluna Başvurulabilecek Kararlar
Kural olarak ilk derece ceza mahkemesinin vermiş olduğu tüm hükümlere karşı istinaf kanun yoluna başvurulabilmektedir. Zira istinaf kanun yolunun amacı, ilk derece ceza mahkemesi tarafından verilmiş olan hükümlerin bir üst derece mahkemesi tarafından denetlenmesi olduğundan kural olarak tüm ilk derece mahkemesi kararlarına karşı istinaf kanun yoluna başvurulabilmektedir.
İstinaf Kanun Yoluna Başvurulamayacak Kararlar
Kural olarak ilk derece mahkemesinin tüm hükümlerine karşı istinaf kanun yoluna başvurulabileceğini ifade ettik. Kural bu olmakla birlikte, kanunda istisna olarak öngörülmüş olan bazı mahkeme hükümlerine karşı istinaf kanun yoluna başvurulamaz. İstinaf kanun yoluna başvurulamayacak ceza mahkemesi hükümleri aşağıda yer alan hükümlerdir.
İstinaf Kanun Yoluna Başvurulamayacak Olan Kararlar
3000 TL dahil adli para cezasına “mahkûmiyet hükümleri” aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulamaz. Adli para cezası istinaf sınırı, sadece doğrudan hükmedilen adli para cezaları içindir. Hapis cezasından çevrilen adli para cezalarının miktarı ne olursa olsun, bu kararlar aleyhine istinaf kanun yoluna başvuru yapılabilir (CMK md. 272/3-a). Bir diğer ifadeyle adli para cezasındaki istinaf sınırı sadece adli para cezası verilen hallerde söz konusu olmaktadır. Örneğin, tehdit suçu nedeniyle sanığa verilen 5 ay hapis cezası 3000 TL adli para cezasına çevrildiğinde, bu hüküm aleyhine istinaf başvurusu yapılabilir.
Üst sınırı 500 günü geçmeyen adli para cezasını gerektiren suçlardan “beraat hükümleri” kesindir. Bu hükümler aleyhine istinaf yoluna başvurulamaz (CMK md. 272/3-b). Örneğin bir suçun kanundaki cezası 450 gün adli para cezası olarak öngörülmüş ve sanık da ceza yargılaması neticesinde beraat etmişse, sanık aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulamayacaktır.
Özel kanunlarda kesin olduğu yazılı bulunan hükümler aleyhine de istinaf kanun yoluna başvurulmaz (CMK md. 272/3-c). Buna göre özel kanunlarda yer alan düzenlemelerde, ilk derece ceza mahkemeleri tarafından verilmiş olan hükümlerin istinaf kanun yoluna kapalı olduğu açıkça ifade edilmişse yine istinaf kanun yoluna başvurulamayacaktır.
Müsadere, çocuklara veya akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirleri ile tüzel kişilere güvenlik tedbiri uygulanmasına dair kararlar aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulabilir.
İstinaf mahkemeleri, Bölge Adliye Mahkemeleri adıyla teşkilatlandırılmıştır. Türkiye’de kurulan istinaf mahkemeleri aşağıdaki gibidir:
ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
DİYARBAKIR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
ERZURUM BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KAYSERİ BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KONYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
VAN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
Yukarıda değinilmiş olan hususlar genel hatları ile kaleme alınmış olup; her somut olay birbirinden farklı özellikler taşıyabileceğinden hak kaybına uğramamanız adına bir hukuk bürosu ile iletişime geçip profesyonel destek almanızı öneririz.