Çocuğun cinsel istismarı suçu ve cezası TCK’nın cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar bölümünde, 103. maddesinde düzenlenmiştir.
Çocuğun cinsel istismarı suçu, cinsel amaçlı olarak çocuğun vücut dokunulmazlığını ihlal etmektir. TCK’nın 102. Maddesinde, ‘’Cinsel istismar deyiminden;
‘’On beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar’’ olarak çocuğun cinsel istismarı suçu tanımlanmıştır.
Cinsel istismar suçunun mağduru çocuktur. Medeni kanun uyarınca 18 yaş altındaki bireyler çocuk olarak kabul edilmektedir. Kanun koyucu, çocuğa yapılan cinsel istismar suçunu, 12-15 ve 15-18 yaş grubu olmak üzere kategorize etmiştir. 15 yaş altı çocuklara yapılan her türlü cinsel davranış koşulsuz ve şartsız olarak cezalandırılmaktadır. 15 yaşını tamamlamış çocuklarda ise fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı yapılan davranışlar da çocuğun cinsel istismarı olarak kabul edilmiştir. 15-18 yaş grubundaki çocuklarda da cebir, tehdit, hile veya iradeyi sakatlayan başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar da çocuğun cinsel istismarı kabul edilmektedir.
TCK 104/2 ve 104/3 uyarınca çocuğa karşı işlenen cinsel istismar suçu nitelikli cinsel istismar suçu kabul edilmektedir ve suçun bu hali daha ağır bir şekilde cezalandırılmaktadır.
Çocuğun cinsel istismarı suçu toplumda infial oluşturması bakımından, tepki gören suçların başında gelmektedir. Bu suçun faili cinsel dürtülerini yerine getirmek amacıyla mağdurun vücut dokunulmazlığını ihlal etmekte ve mağdurun manevi dünyasında derin yaralar açmaktadır.
Çocuğun cinsel istismarı suçu ispatı zor olan suçlardandır. Tanığı olmayan bu suçta, mağdur da tanık da aynı kişidir. Fail bu suçu çoğu zaman ıssız, tenha yerlerde işlemekte ve bu nedenden dolayı su suçu delillendirmek de güçleşmektedir. Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında, bu suçun ispatı bakımından mağdurun beyanı yeterli görülmektedir. Ancak mağdur çocuk olduğundan dolayı, mağdurun beyanı pedagog bilirkişi yardımıyla desteklenmektedir.
Çocuğun cinsel istismarı suçunda için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması halinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
Yukarıda değinilmiş olan hususlar genel hatları ile kaleme alınmış olup; her somut olay birbirinden farklı özellikler taşıyabileceğinden hak kaybına uğramamanız adına bir hukuk bürosu ile iletişime geçip profesyonel destek almanızı öneririz.