Trafik kazasından kaynaklanan tazminat davalarında zamanaşımı, kazazedenin ya da zarar gören kişilerin, yaşadıkları maddi ve manevi zararları tazmin etmek için hukuki yollara başvurabilecekleri sürenin sınırlı olduğu bir hukuki kavramdır. Bu süre, kazanın gerçekleştiği tarihten itibaren başlar ve belirli bir zaman dilimi sonunda sona erer. Zamanaşımı süresi içinde dava açılmazsa, kazazedenin tazminat talep etme hakkı zaman aşımına uğrar ve bu hak kullanılamaz hale gelir.
Trafik kazasından kaynaklı tazminat davalarında zamanaşımı süresi, genellikle ulusal yasalarla belirlenir ve ülkeden ülkeye değişiklik gösterebilir. Zamanaşımı süresi, kazanın meydana geldiği tarihten itibaren hesaplanır ve bu süre zarfında tazminat talebinde bulunulması gerekmektedir. Bu süre, genellikle birkaç yıl olup, kazazedenin zararlarını belgelemesi, hukuki destek alması ve dava sürecini başlatması için yeterli zamanı sağlamayı amaçlar.
Trafik kazasından kaynaklanan tazminat davalarında, zamanaşımı süresinin başlangıcı, kazanın meydana geldiği tarih olarak kabul edilir. Ancak, bazı durumlarda, kazazedenin zararın farkına vardığı tarih ya da zararın ortaya çıktığı tarih esas alınabilir. Özellikle, kazanın etkilerinin hemen anlaşılmadığı durumlarda, zararın farkına varma tarihi zamanaşımı süresinin başlangıcı olarak dikkate alınabilir.
Zamanaşımı süresi içinde dava açılması, kazazedenin haklarının korunması ve adil bir tazminat alabilmesi için kritik önem taşır. Bu süre içinde dava açılmazsa, kazazedenin tazminat talep etme hakkı zaman aşımına uğrar ve bu hak mahkeme tarafından reddedilebilir. Bu nedenle, trafik kazası mağdurlarının, mümkün olan en kısa sürede hukuki yardım alması ve dava sürecini başlatması önerilir.
Trafik kazası sonucunda tazminat davası açmayı düşünen kişilerin, zamanaşımı süresinin farkında olması ve bu süreyi aşmadan gerekli hukuki işlemleri yapması önemlidir. Ayrıca, tazminat davası sürecinde, kazanın detaylarını, zararların boyutunu ve tazminat taleplerini destekleyecek kanıtları toplamak ve sunmak da büyük önem taşır.
Trafik kazasından kaynaklanan tazminat davalarında zamanaşımı, kazazedenin tazminat talep etme hakkının sınırlı bir zaman dilimi içinde kullanılması gerektiği anlamına gelir. Bu süre içinde dava açılmazsa, kazazedenin tazminat talep etme hakkı zaman aşımına uğrar. Trafik kazası mağdurlarının, haklarını korumak ve adil bir tazminat alabilmek için zamanaşımı süresi içinde hukuki işlemleri başlatmaları ve gerekli kanıtları sunmaları büyük önem taşır.
Trafik kazası günlük hayatımızda fazlasıyla karşımıza çıkan bir durum haline gelmiştir. Trafik kazası tek taraflı meydana gelebileceği gibi, birden fazla aracın kazaya karışması şeklinde de karşımıza çıkabilmektedir. Trafik kazası bazen ölümle, bazen yaralanmayla bazen de maddi hasarlı olarak sonuçlanabilmektedir. Trafik kazası sonucunda kazaya karışan araçlarda maddi hasarlar meydana gelebilmektedir.
Trafik kazasından zarar gören kişilerin belirli şartların varlığı halinde, kazanın meydana gelmesinde kusuru olan ya da kanun gereği sorumlu olan kişi ya da kurumlara, uğradıkları zarara ilişkin olarak tazminat davası açma hakları bulunmaktadır.
Trafik kazası sonrasında zarara uğrayan kişilerin, sorumlulara karşı başvuruda bulunmaları belirli bir süreye bağlanmıştır. Trafik kazası tazminatlarında zamanaşımı süresi Karayolları Trafik Kanunu ve Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiştir.
Trafik kazası sonucunda bedensel zararlar nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası açısından sorumlulara karşı dava açma süresi Borçlar Kanunu’nun 72. Maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre: ‘’Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır.’’
Trafik kazası sonucunda açılacak tazminat davalarında, Borçlar Kanununda belirtilen zamanaşımı süresi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrenmesinden itibaren 2 yıl, her durumda meydana gelen kazadan itibaren 10 yıldır.
Trafik kazasının, yaralama veya ölümle sonuçlanması halinde, Borçlar Kanunu’nun 72. Maddesinde belirlenen 2 yıllık sürenin yerini Türk Ceza Kanunu’nun taksirle yaralama ve taksirle ölüme sebebiyet verme suçlarında belirlenen ceza zamanaşımı süreleri alır. Örnek vermek gerekirse, trafik kazası sonucu bir kişinin yaralanması sebebiyle uygulanacak zamanaşımı süresi T.C.K’nın taksirle yaralama suçunda ön gördüğü 8 yıllık ceza zamanaşımı süresidir.
Trafik kazası sonucunda araçta meydana gelen hasarlara ilişkin sorumlulara karşı açılacak davalarda zamanaşımı süresi Karayolları Trafik Kanunu’nun 109. Maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre; Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir. Zamanaşımı, tazminat yükümlüsüne karşı kesilirse, sigortacıya karşı da kesilmiş olur. Sigortacı bakımından kesilen zamanaşımı, tazminat yükümlüsü bakımından da kesilmiş sayılır.
Karayolları Trafik Kanununda da 2 ve 10 yıllık zamanaşımı süreleri öngörülmüştür. Karayolları Trafik Kanunu uyarınca açılacak davalarda da, meydana gelen trafik kazası bir suç niteliği taşıyorsa, burada da ceza zamanaşımına ilişkin süreler uygulanmaktadır.
Yukarıda değinilmiş olan hususlar genel hatları ile kaleme alınmış olup; her somut olay birbirinden farklı özellikler taşıyabileceğinden hak kaybına uğramamanız adına bir hukuk bürosu ile iletişime geçip profesyonel destek almanızı öneririz.